“Reis Bize Çaya Gel.” Nidaları Şam Sokaklarında…
Mazlum Suriye halkı, zor günlerinde ne pahasına olursa olsun kendilerini hiçbir zaman yalnız bırakmayan Sayın Cumhurbaşkanımızla Şam’da hasretle ve muhabbetle kucaklaşacağı günü iple çekiyor.
Suriye halkının insani talepleri karşısında Esad, 15.03.2011’den itibaren düşmanla savaşır gibi kendi halkıyla savaştı. Hava araçlarından atılan tonlarca bombalarla kadim Suriye şehirleri yerle yeksan oldu. Kanlı rejim, uluslararası hukuku ihlal ederek yasaklı bombaları ve kimyasal silahları kullanmaktan kaçınmadı. On üç yıl süren iç savaşta yarım milyondan fazla insan hayatını kaybetti. 6,6 milyon insan ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Türkiye, bu süreçte 3 milyon 600 binden fazla Suriyeliye ev sahipliği yaptı.
Aziz milletimiz Suriyeli muhacirlere ensar oldu ve 13 yıldan beri ülkemizde misafir etmekteyiz. Ülkemizde özellikle ekonomik sıkıntıların yaşandığı dönemlerde Suriyelilerin gönderilmesi gündeme geldi. Yine seçim dönemlerinde gündemin ilk sırasında Suriyeli sığınmacılar vardı. Seçim anketlerinde Suriyeliler konusundan dolayı Hükümetin oy oranlarında düşüşler olduğunu gösteriyordu. Sayın Cumhurbaşkanımız siyasi ikbalini riske atarak Suriyeliler konusunda tamamen insani ve İslami boyuttan baktı. Günün sonunda Sayın Cumhurbaşkanımız haklı çıktı. İnsan mezbahanesi Sednaya Hapishanesinde yaşanılan tecavüzler, işkenceler, mezalimler ve infazlar gün yüzüne çıkınca milletçe: “Sayın Cumhurbaşkanımız iyi ki bu Suriyelileri tecavüzcülerin ve katillerin ellerine bırakmamış.” dedik.
Zat-ı Devletleri’nin buyurdukları üzere yüzyıl önce yaptığımız hataları tekrar etmeyeceğiz. Hatırlatmak gerekirse 1945 yılında Stalin’in zulmünden kaçarak Türkiye’ye sığınan 146 Azeri kardeşimizin iadesini Soyvetler Birliği derhal talep etti. Bunun üzerine sınır karakoluna telgraf çekilerek iade talebinin uygulanması istenildi. Karakol komutanı emri defalarca teyit ettirdi. Ancak sonucun değişmeyeceğini anlayan Azeriler, lütfen bizi siz kurşuna dizin kendi bayrağımızın altında bizi öldürün dediler. Bu sözler karşısında ağlayan karakol komutanı vicdanı elvermese de emri yerine getirmek zorunda kaldı. Boraltan köprüsünü geçen Azeri kardeşlerimiz, Rus askerleri tarafından kurşuna dizilerek hunharca katledildi. Bu elim olay sonrasında karakol komutanı intihar ederek canına kıydı.
Bu tarihi olayı kısaca hatırlattıktan sonra Suriye konusuna tekrar dönelim. Sayın Cumhurbaşkanımızın 5.09.2012 tarihinde yaptığı konuşmada: “En kısa zamanda Şam'a gideceğiz, oradaki kardeşlerimizle muhabbetle kucaklaşacağız. İnşallah Selahaddin Eyyubi'nin kabri başında Fatiha okuyacak, Emevi Camisi'nde namazımızı da kılacağız. Bilali Habeşi'nin, İbn-i Arabi'nin türbesinde, Süleymaniye Külliyesi'nde, Hicaz Demiryolu İstasyonu'nda kardeşliğimiz için özgürce dua edeceğiz." dedi.
Suriye halkının 27.11.2024’te İdlib’de başlattığı “Özgürlük Şafağı” hareketiyle sırasıyla Halep, Hama, Humus ve Şam esaretten kurtarıldı. Esat’ın 08.12.2024 tarihinde ülkeden kaçmasıyla birlikte 53 yıllık kanlı Esad rejimi çöktü ve Suriye özgürleşti. Suriye özgürleştikten sonra ülkemizde misafir ettiğimiz Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli geri dönüşleri başladı. Bu kapsamda ülkemizde eğitim gören Suriyeli öğrencilerimiz de eğitimlerine ülkelerinde devam edebilmek için milli eğitim müdürlüklerinde resmi prosedürlerini tamamlayarak aileleriyle birlikte özgürleşen vatanlarına dönüyorlar. Vatanlarına dönen mazlum Suriye halkının tek bir isteği var. Her zaman kendilerine sahip çıkan dünya lideri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’la hasretle ve muhabbetle Şam’da kucaklaşmaktır. Artık bu günlerde Şam sokaklarında “Reis çaya bize gel” nidaları yükseliyor.
Sayın Cumhurbaşkanımızın Suriye’ye gitmesini sadece Suriyeliler mi istiyor? Tabii ki hayır. Kudüs’ün kapısı olan Şam’a İslam coğrafyasının tüm mazlumları Reis’i bekliyor. Ümmetin Liderinin Şam Emevi meydanından Kudüs’e, Gazze’ye, Filistin’e, Doğu Türkistan’a, Arakan’a ve tüm İslam Coğrafyasına göndereceği selama Ümmetin tamamının hep bir ağızdan “Ve aleyküm selâm” diyerek karşılık vereceği günü hasretle bekliyor.
Yıldırım Demirci
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.