YÜREKTEN İSTEMEK

Bir şeyi yürekten isterseniz ona ulaşabilirsiniz. Hiçbir şey yeterince arzulamadan elde edilemez.

Zamanın birinde bir ülkede yaşayan iki kız kardeş varmış. Bu iki kardeşin yaşıtlarından farkı sadece öğrenirken mutlu olmalarıymış. Etraftakilerden anne ve babalarından kitaplardan öğrenilmesi gereken ne varsa öğrenmişler. Artık öğrenecekleri bir şey kalmamış. 
Çok mutsuzmuş iki kardeş, anne ve babaları da ne yapacağını bilemez haldeymiş. Çocuklarını mutlu edebilmek için sormuş soruşturmuşlar, Kaf Dağında yaşayan bir bilge olduğunu öğrenmişler.
Sevinçle çocuklarının yanına koşmuş anne ve baba. Hemen güzel haberi vermişler kızlarına. Evi bir mutluluk dalgası kaplamış birden. Hemen valizlerini hazırlamışlar kızların ve hiç zaman kaybetmeden yola koyulmuşlar. Güle oynaya sevinç içinde ulaşmışlar Kaf Dağına. 

Herkes tanıyormuş bilgeyi kolayca bulmuşlar evini. Kapıyı bilgenin kendisi açmış. Aksakallı sevimli biriymiş bilge. İçeriye buyur etmiş bizimkileri. Anne ve baba kızlarıyla ilgili sorunlarından söz etmiş bilgeye. Bilge mutlu ki ne mutlu…

 Öğrenmek isteyen kişileri bulmuş hiç hayır der mi? 
Hemen ellerinden tutarak çalışma odasına almış kızları. Birlikte öğrenerek çok mutlu bir hafta sonu geçirmiş bizim iki kız kardeş. Sayılı gün çabuk geçer dönme vakti gelmiş, bizimkilerde suratlar asılmış… Bilge kızların bir süre daha yanında kalmasını rica etmiş anne ve babasından. Onlar da kızları mutlu olsun yeter ki diyerek kabul etmiş… Biz bir yıl sonra gelir alırız diyerek ayrılmışlar oradan.

Bizim kızlar mutlu sormuşlar, sormuşlar; öğrenmişler, öğrenmişler…
Her güzel şey gibi bunun da sonu varmış. Kızların Bilge’den öğrenecek bir şey kalmayınca canları sıkılmaya başlamış. İki kafadar düşünmüş taşınmış, sonunda büyük olanı:” Buldum.” demiş. Bundan sonra biz Bilge’ye sorular soracağız. Öyle sorular hazırlayacağız ki Bilge’ye asla bilemeyecek.

Bilge’ye soru hazırlamak için kafa kafaya vermişler ve sonunda kardeşlerden biri buldum demiş, buldum. Öyle bir soru ki bilge asla bilemeyecek. Merakla sormuş diğeri, hadi bana da anlat.

Önce bir kelebek bulacağız diye başlamış söze bizim kız. Sonra kelebeği avucumuza alacak ve soracağız. ‘’ Avucumdaki kelebek ölü mü, diri mi? ‘’ Eğer diri derse avucumu yavaşça bastıracağım kelebek ölecek, eğer ölü derse avucumu açacak ve kelebeği salıvereceğim. Yani Bilge’nin hiç şansı yok, her koşulda biz haklı çıkacağız.

Heyecanla bilgenin yanına gitmişler ve sorularını sormuşlar. Bilge ne cevap vermiştir sizce.

Cevap şu:’’ Senin ellerinde kızım, senin ellerinde…’’ 
Gelecek sizin de ellerinizde. Siz nasıl isterseniz öyle olacak.  8.  sınıfta okuyan kuzularım,  1 Haziran 2025 Pazar günü sınava girecekler. Bu sınavda aldıkları başarıyla hangi lisede okuyacaklarını belirleyecekler. Gittikleri lisede de geleceklerini belirleyecekler. Kısaca HAZİRAN da “önemli” bir sınav var.
O halde bu yıl sınava girecek yavrucuklarım, sizlere soruyorum: ‘’

 Başarmayı istiyor musunuz? ‘’
EVEEEEET, sesleri kulağıma geliyor. 
Hazırlık başladı, ilk günler ve heyecan dorukta. Bir an önce sınav zamanı gelse, diye bekliyorsunuz, biliyorum.
Önünüzde uzun bir dönem sizi bekliyor, kuzularım. Ve siz ne kadar istiyorsanız, sonuç öyle olacak.