Hakem Kuruluna Giden Yol: Ali Yalçın Sendikacılığının Sonu Oldu
Hakem Kuruluna üye göndererek memur ve memur emeklisinin lehine TBMM’de daha iyi sonuç alınmasına engel olan ve kamuoyundan gelen tepkiler üzerine çekildik algısı yaratarak 6,5 milyon emekçiye ihanet eden Buçuk Ali’nin sendikacılığı fiilen bitmiştir.
Son 10 yıllık süreci kapsayan 6 Toplu Sözleşme masasında alınan yarımşar ve bir puanlık zamlarla memurlar geçim sıkıntısı yaşarken sendika üst yöneticileri, örgütlülükten gelen güçleriyle kurdurdukları yedi ayrı kooperatif marifetiyle gayrimenkullerine yenilerini ekleyerek zenginleştiler.
Yaklaşık olarak 4 milyon memur ve 2,5 milyon memur emeklisinin ve bu emekçilerin aileleri ve yakınlarını da hesaba kattığımızda yaklaşık 30 milyon kitleyi ilgilendiren 2026-2027 yıllarına ait mali ve sosyal hakların belirlendiği 8. Dönem Toplu Sözleşme kararları 27.08.2025 tarih ve 32999 sayılı Resmi Gazetede yayımlandı.
2015-2025 yılları arasında kurulan 6 Toplu Sözleşme Masasında Kamu İşveren Heyetine başkanlık eden sayın bakanlardan son iki dönem hariç sürekli değişiklik olurken, kamu görevlileri heyet başkanı ise tüm dönemlerin değişmeyen ismi Ali Yalçın oldu. 10 yıl boyunca gerçekleştirilen her toplu sözleşmede emekçilerin umudunu boşa çıkarmasına rağmen, memurları ve memur emeklilerini aynı ismin temsil etmesi dikkatleri sendika seçimlerine çevirmiştir.
Eğer 1.078.831 üyesiyle dünyanın en büyük emek örgütlerinden biri olan Memur-Sen’in genel başkanı sadece 267 oy ile seçiliyorsa işte asıl dengesizlik budur. Temsildeki bu dengesizliğin giderilmesi gerektiğini hiçbir kimse göz ardı edemez. Görüşmeler boyunca yasanın sınırlılıklarına sığınan Ali Yalçın, memuru ne derece temsil ettiğine hiç değinmemiştir.
İşçi kardeşlerimizin maaşları üzerinden karşılaştırma yaparak ilk düğmeyi yanlış ilikleyen Ali Yalçın’ın ikircikliği, tutarsızlığı ve çelişkileri 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerine damgasını vurdu.
Sürecin en kritik aşaması ise, Ali Yalçın’ın 20 yıllık sendikacılığında tarihi hata olarak nitelendirilen ve hafızalardan çıkmayacak olan kararı: Hakem Kuruluna üye göndermesi oldu.
Ali Yalçın sendikacılığını kendi diliyle ve eliyle bitirdi. Hakem Kuruluna: “Noter görevi yaptığını söyledi mi, evet söyledi! İnanmadığını söyledi mi, evet söyledi! Güvenmediğini söyledi mi, evet söyledi! İradesi olmadığını söyledi mi, evet söyledi! Kurula gitmeyeceklerini söyledi mi, evet söyledi!”
Ancak iki gün sonra üst perdeden söylediklerinden 180 derece çark ederek kendi eliyle iki üyesini Hakem Kuruluna götürdü. Gerekçe olarak da 58 kazanımın riske atılmaması gösterildi. Hadi oradan… Bu kazanımların çoğu önceki yıllardaki kazanımların tekrarı niteliğindedir. Rakamsal değerleri ise dişin kovuğunu doldurmayacak cinstendir. Kazanımların çokluğu üzerinden güya kendilerince algı yaratıyorlar.
Yetkili sendikanın Hakem Kuruluna üye göndermesine kamuoyundan büyük tepki geldi. Bunun üzerine imzalar atıldıktan ve kurul görevini bitirdikten hemen sonra Buçuk Ali, 6,5 milyon emekçiyi adeta aldatırcasına manipülatif bir açıklama yaparak “Hakem Kurulundan çekildik” dedi. Kimi inandıracaksa…
Sendikacılık cesareti, duruşu, kararlılığı, kapasitesi, kifayeti ve kalibresi olmayandan başka ne beklenebilirdi.
Kurulun çalışmalarını bitirmesinin ardından Ali Yalçın’ın yaptığı “Hakem Kurulundan çekildik” açıklamasının hiçbir hukuki hükmü yoktur. Çünkü kurula üye göndererek konunun TBMM’ye gelmesine engel oldu.
Memur ve memur emeklisinin mali ve sosyal hakları TBMM’ye gelmiş olsaydı mevcut şartlardan çok daha iyi sonuçların çıkacağı herkesin ortak düşüncesiydi. TBMM’de emekçilerin lehine çıkacak iyileştirmelere engel olan Ali Yalçın, emekçiye ihanet etmiştir.
Bu ihanetin bedeli, sendika genel başkanlığından istifa etmesini gerektirir. Altı dönemdir tiyatronun başrol oyuncusu rolünde yaptığı görsel şovlarla emekçinin hayallerini hayal kırıklığına uğratan Ali Yalçın’ın sendikacılığı fiilen bitmiştir.
Yıldırım Demirci